Tuesday, March 29, 2005

Panasonic'ten 2 kat daha verimli piller

Taşınabilir kablosuz elektronik cihazlar ne kadar fonksiyonel olurlarsa olsunlar çalışmak için ihtiyaçları olan elektrik enerjisini sağlayan güçlü pilleri olmadıktan sonra bir anlam taşımıyorlar. Günümüzde cep telefonları, taşınabilir medya oynatıcılar, fotograf makinaları ve benzer cihazlar çalışabilmek için kaliteli güç kaynaklarına ihtiyaç duymaktalar. Cep telefonları ve benzeri cihazlarda şarjlı piller kullanılarak bu sorun çözümlenmiş durumda fakat günümüzde hala bir çok medya çalıcı ve dijital fotograf makinası standart AA pillerle çalışmaktalar.

Panasonic, sekiz (8) yıldır üzerinde çalıştığı ve geçen sene ilk ürünlerinin tanıtımını yaptığı patentli teknolojiye sahip Oxyride pillerini geçtiğimiz günlerde pazara sundu. Piyasadaki en iyi alkalin pilden iki (2) kat daha güçlü olan yeni Oxyride piller şu an için sadece AA boyutlarında olarak bulunmaktalar. Panasonic AAA boyutlarında olanlarıda yakın zamanda satışa sunacaklarını duyurmuş durumda. Geçtiğimiz sene iki (2) adet AA Oxyride pil Japonyada Panasonic'in Oxyride extreme car isimli, üç (3) tekerlekli ve bir (1) kişi taşıma kapasitesine sahip aracını içerisinde 50 kg ağırlığında yolcusu ile 1.23 km götürmeyi başarmış ve oldukça büyük ilgi uyandırmıştı.



Oxyride piller yeni geliştirilen dioksit ve grafit ile Oxy Nikel Hidroksit den oluşan catotu ile daha yüksek voltaj üretebilmekte ve yeni vacuum poring üretim teknolojisi sayesinde aynı alana daha fazla etkin madde konulmasıyla uzun ömürlü olmaktalar.



Matsushita Electric Industrial tarafından Panasonic için üretilen Oxyride piller dörtlü paketler halinde şu an satışta olan alkalin pillerle aynı fiyat dan 4$ dan satılmaktalar. Panasonic AA olarak satılmakta olan pillerin AAA boyutlarında olanlarınıda üretecelerini açıklamış bulunuyor. Dijital fotograf makinalarımıza, medya çalıcılara, kumandalara veya uzaktan kumandalı oyuncaklara daha uzun ömürlü güç sağlayan Oxyride pillerin PcWorld tarafından yapılan test grafiğini aşağıda görebilirsiniz.



Şu an piyasadan temin edilebilecek en üst düzey alkalin pilden iki (2) kat daha iyi bir sonuca imza atan Oxride, şarjlı pillerin çok yakınında yer almış. Oxyride pillerin güçlü yapıları sayesinde cep telefonlarımızı seyahatlerimiz sırasında AA pil kullanan cihazlar yardımı ile hızlı bir şekilde şarj edebiliriz öyle ki iPod'unda AA pillerle çalışan seyahat şarj cihazları mevcut böylece iletişim ve eğlence keyfimiz daha uzun ömürlü olacak.

Panasonic Oxyride pillerin teknolojisini diğer firmalarla paylaşmayacağını ve sadece bu teknolojiyi barındıran pillerin Panasonic markası altında satışa sunulacağını açıkladı. Bu şu anda piyasada pil satışı yapmakta olan firmalar için kötü haber çünkü birşeyler yapmazlarsa yarı gücünde oldukları fakat aynı fiyat etiketiyle satılan Panasonic Oxyride piller tarafından saf dışı bırakılacaklar.

Wednesday, March 23, 2005

IE was 'unsafe' for 98% of 2004, Mozilla safest

Global security consultancy ScanIT shows Microsoft's Internet Explorer was "unsafe" for 98% of 2004, while rival browser Mozilla was "unsafe" for only 15%

The figures come from 195,000 internet users who checked their systems for vulnerabilities using ScanIT's free online Browser Security Checker in 2004.

The checker's findings showed surfers using Mozilla's Firefox browser enjoyed the shortest "exposure period" where a patch for known vulnerabilities in the browser was unavailable.

By comparison, the scanner showed Microsoft's IE enjoyed only seven days without being subject to any known vulnerabilities, between 12 and 19 October.

"This means fully patched IE was known to be unsafe for an incredible 98 per cent of 2004," ScanIT's CEO David Michaux says.

"And for 200 days in 2004 - that's some 54 per cent of the time - there was a worm or virus exploiting one of those un-patched vulnerabilities," he added.

The Mozilla Firefox, Netscape Navigator and Camino browsers combined left a smaller window for prospective attack than the more widely-used IE.

There were only 56 days in 2004 (15 per cent of the year) where there was a publicly-known vulnerability - a remote code execution - in Mozilla's browser and no patch to fix it.

Users of the Opera browser experienced 65 days (17 per cent of the year) exposed to un-patched remote code execution vulnerabilities, according to ScanIT's browser checker results.

The new results show a huge rise in the number of surfers using Mozilla's Firefox browser over IE since ScanIT's previous browser checker report for 2003.

Alla Bezroutchko, ScanIT's Senior Security Engineer, suggests the upsurge in popularity for Mozilla is partly due to the advantages it enjoys over IE, including better public disclosure of vulnerabilities.

"Security researchers seem to be more inclined to report Firefox vulnerabilities to the Mozilla development team than IE flaws to Microsoft because of a better general attitude towards them.

"Mozilla's Bug Bounty Program, which pays users $500 for reporting critical security bugs, is also a major incentive," Bezroutchko adds.

Internet browser security is a growing concern both for home and business users, who are equally at risk from spyware, adware and malicious attack while online.

Unpatched vulnerabilities in web browsers gained commercial value in 2004 as hackers and virus writers found ever more efficient ways of capitalising on the loopholes bad browser security provides.

These include stealing users' personal information, including bank details, and sending spam emails via their private address books.

ScanIT is continuing to develop its free Browser Security Test as part of a wider security package to protect broadband business and personal users from such attacks.

Ensure your system is safe by taking the ScanIT Browser Security Test today:
http://bcheck.scanit.be/bcheck

Tuesday, March 22, 2005

Windows XP Performance Optimization 101 @ FiringSquad

Has your system been running a little sluggish in Windows XP lately? Perhaps you'd like to disable WinXP Service Pack 2's Security Center? If you find yourself wishing you could disable certain aspects within XP but don't know how, than perhaps Stathi's Windows XP optimization guide is for you!

In this article you'll find tips, tricks, and tweaks for Windows XP and Microsoft's SP2 release. From install to optimizing the system tray, it's all inside!

Windows XP Performance Optimization 101

The Most Important Emerging Trend is VoIP

The business case for implementing VoIP or IPT will inevitably include such business benefits as increased functionality, ACD, CTI and extension mobility whilst cost savings may be found in reduced on-net call costs and lower costs associated with moves, adds and changes. However, once inherent start-up costs are considered, it can be challenging to build a business case based entirely on cost especially for companies currently with a private internal network or having an install base that is not fully depreciated.

Implementing VoIP requires attention to many factors including: available bandwidth, Qos/Cos policies, manageability, scalability, functionality requirements, availability (including survivable remote solutions for branch office networks), performance and security. Integration is another key consideration as, inevitably, large enterprise telephony environments often feature heterogeneous, multi-vendor networks with disparate devices deployed for the distinctive needs of their large and small sites.

Business deployment can be hindered by the lower quality of voice over IP. Voice quality is a subjective topic and the definition of 'good' voice quality varies greatly with business needs and user expectations. Whilst lower delay, packet loss and jitter values produce the best voice quality the trade off may come in the form of increased costs associated with network infrastructure upgrades. There is also a trade off between real world limits and acceptable voice quality. Indeed some limits lie beyond easy control (such as the inherent fixed delay between geographically remote sites, for example between the UK and India).

Whilst the benefits and opportunities provided by VoIP and IPT are compelling, in order to fully realise the potential rewards companies need now, more than ever, to ensure their IT Strategy (which may cross multiple departments encompassing voice, data, AV and application teams) is comprehensive and clearly defined. The challenge is for companies to develop a coherent strategy in a still relatively immature market.

Mozilla Vakfı, Mozilla’yı Artık Geliştirmeyecek

Mozilla.org sitesinde yapılan bir açıklamada Mozilla Kurumu, 2003 yılında adı FireFox olan yeni sürüm tarayıcının yapılması için planlarını uygulamaya koyduklarını söyledi.

FireFox’un yapılmasındaki amaç Mozilla paket programındaki entegre e-posta programını ve HTML editörünü yazılım paketinden çıkartmaktı. FireFox, Mozilla Suite ile aynı kod tabanından üretildi ve aynı “Gecko” işlem motorunu kullanıyor.

Mozilla tarayıcısının son versiyonunun kod adı “Seamonkey” ve şu an 1.7.5 evresinde. Mozilla Kurumu 1.7.6 versiyonunu önümüzdeki birkaç hafta içinde çıkarmayı planlıyor ve bu, yazılımın son resmi sürümü olacak.

Bu tarayıcının yeni versiyonunun çıkarılmasına karar verildiği zamanlarda Mozilla Kurumu, 1.7.x serilerini geliştirmek ve desteklemek istediğini ve bir takım müşterilerinin ve ticari dağıtımcıların bu yazılımı kullanmak istediğini söylemişti. Ayrıca geçen yılın sonlarına doğru yazılımın 1.8.x beta sürümleri çıkmaya başlamıştı ve bu nedenle bir çok kişi Mozilla Suite gelişiminin devam edeceğine inanmıştı.

Mozilla.org sitesinde yayınlanan açıklamada, “Seamonkey 1.8’in devam eden alfa ve beta sürümleri Mozilla Kurumu’nun 1.8 versiyonunun son sürümünü çıkaracağı yolunda bir beklenti oluşturdu. Bunu planlamıyoruz. 1.8 sürümleri kendi test amaçlarımız için yapıldı. 1.7.x serisi sürümler Mozilla Kurumu tarafından çıkarılacak son uzun ömürlü ve desteklenen yazılımlar olacak. Şüphesiz ki 1.8 alfa ve beta sürümleri, Mozilla Kurumu’nun 1.8 ürün serisini çıkarıp çıkarmayacağı ile ilgili bazı yanlış anlamalara yol açtı.” denildi.

Açıklamada aynı zamanda geliştirmecilerin 1.8 serileri üzerinde harcadıkları zamana da değinildi. Mozilla.org, “Bu bizim yaptığımız büyük bir hata oldu. Bu katılımcılar, bizden memnun kalmamaları konusunda haklılar. Sadece özür dileyebiliriz ve özür dilemenin hatayı düzeltmediğinin de farkındayız.” dedi.

Mozilla’nın yeni tarayıcısının ulaşmış olduğu başarı düzeyi ve altyapı ve kaynaklar konusunda ortaya çıkan gereklilikler, Mozilla Suite yazılımının yeni versiyonlarının yapılmaması yönündeki kararın nedenleri arasında görülüyor. (Buna rağmen Mozilla Kurumu başkanı Mitchell Baker, yaptığı bir açıklamada bu kararları için herhangi bir sebebi açıkça ileri sürmedi.)

Fakat, Boris Zbarsky önderliğindeki yaklaşık 10 geliştirmeci, Mozilla Suite yazılımının sonu hakkındaki resmi açıklamadan hemen önce Mozilla Kurumu’na yönelik bir açık mektup yayınladı.
Mektupta, “Bu mektuba imzalarını atan bizler, SeaMonkey’nin geleceği hakkında şu an ortada olan belirsizlik konusunda endişeliyiz.” denildi.

Mektup, grubun projenin yönetimini eline almak istemesi ve Mozilla Suite yazılımının hali hazırdaki versiyon sistemine göre yeni sürümlerinin çıkartılması istekleri üzerine devam ediyor. Ve bu projede artık Mozilla ticari markalarının kullanılmaması isteniyor. Bunun amacı, grubun planı konusunda, “Biri tarafından finanse mi ediliyor yoksa Mozilla Kurumu tarafından resmi olarak mı karar verildi?” gibi karmaşaları önlemekti.

Grubun mektubunda, “Eğer Mozilla bize SeaMonkey markasını kullanma hakkını vermek istiyorsa, bu yeni sürümleri “SeaMonkey Suite” olarak adlandırmak istiyoruz ve şimdiki versiyon numaralarını devam ettirmek istiyoruz.” denildi.

“Bizce, bununla birlikte Mozilla Kurumu, eğer bu yazılım projelerinin birine devredilmediği konusunda açıkça bir duyuru yaparsa hem endişeleri gidermiş hem de istendiği takdirde Mozilla Suite yazılımının yeni versiyonlarının çıkartılmasını sağlamış olur.”

Mozilla Kurumu başkanı Mitchell Baker, geliştirmeciler tarafından yapılan bu hareketin, açık kod (open source) sisteminin ne kadar güçlü olduğunu gösterdiğini söyledi.

Baker, “SeaMonkey ile ilgilenmeye devam eden bir kullanıcı ve geliştirmeci tabanı var. Geleneksel telif hakkı sisteminde bu kullanıcıların ve geliştirmecilerin hiçbir şansı olmazdı ve satıcının verdiği son versiyonu kullanmak zorunda olacak ya da istemedikleri bir güncellemeyi yükleyeceklerdi. Açık kod sisteminde ise böyle olmak zorunda değil ve Seamonkey bunun bir örneğidir.” dedi.

Sean Michael Kerner - 17-03-2005

Tuesday, March 15, 2005

Cebinizdeki projeksiyon cihazı

Almanya bazlı teknoloji geliştirme şirketi olan Fraunhofer Institute for Silicon Technology ISIT, geçtiğimiz günlerde cebe sığabilecek kadar küçük bir projeksiyon cihazını geliştirdiklerini duyurdu. Henüz prototip aşamasında olan cihaz şu an için hareketli görüntüleri yansıtma yeteneğine sahip olmasada powerpoint sunumları yada harita, yazı gibi sabit içeriğin okunması için yeterli olmakta.

Vest pocket projector, mikro ayna teknolojisi kullanarak sabit lazer ışınını saniyenin 1/1000'i gibi bir sürede çeşitli açılarda yansıtarak görüntünün duvar veya benzeri bir düzel üzerinde piksel - piksel oluşturulması mantığı ile çalışıyor. 1.5 milimetre çapındaki ayna elektronik devreler tarafından yapılan görüntü analizi sonucu lazerin yansıtılacağı alana doğru döndürülüyor ve hemen ardından eski konumuna geri dönerek bir sonraki piksel için tekrar konumlanıyor.



Kullanılan teknolojide şu an için çıkılabilen en yüksek çözünürlük değeri 320x240 olarak belirtilmiş ve prototip projektorun cebe sığabilecek kadar küçük olduğu fakat projeksiyon cihazının cep telefonu, PDA yada benzeri mobil cihazlara adaptasyonu için henüz çok zaman gerektiği belirtiliyor.

Vest pocket projector'de çözünürlüğün arttırılabilmesi için mikro ayna'nın konumlanma ve tekrar eski konumuna dönme hızında ciddi iyileştirilmeler yapılası gerekiyor zira 320x240 bir görüntünün oluşturulabilmesi için bile aynanın saniyeler için binlerce kez konum değiştirmesi gerekli. Şu an için sadece fantazi ve deney aşamasında olan teknoloji gerekli ilerlemeyi kaydettiğinde PDA larmızda yada cep telefonlarımızda film izlemek yada internette dolaşmak için küçük ekranlara muhtaç olmayacağız ve bulduğumuz bir A4 kağıt yada boş bir duvar işimizi görecek.

Tuesday, March 08, 2005

LightScribe büyük destek kazandı

Geçtiğimiz yılın Mart ayında haberini yaptığımız lazer ile CD üzerine resim/yazı işleme teknolojisi kazandığı büyük destek ile yoluna devam ediyor. Böylece yıllardır cd kalemlerinin çirkin görüntülerine mahkum olan son kullanıcılar satın aldıkları DVD yazıcı ile beraber anında fazla yer kaplamak ve bakım yapmaksızın bu teknolojiyede sahip olmuş oluyorlar. Böyle bir teknolojinin tek rakibi DVD yazıcınızın içine entegre edilmiş bir mürekkepli baskı sistemi olabilir (printer) olabilir.. Fakat tahminen o teknoloji gelişinceye kadar LightScribe çoktan daha da gelişmiş sürümlerine kavuşacak.

Üstelik teknolojinin hem sürücülere hem de yazılabilir disklere ilavesi uoldukça ucuz.. Şu anda daha emekleme döneminde olan teknolojiyi içeren sürücüler 10$ ekstra maliyetten satılırken medyalarda daha ucuzlama pek yaşamadı DVD-R'lar %50, CD-R'lar %100 ekstra maliyetten satılmakta ama Dual Layer (DL- Çift katmanlı) medyaların 45$'lardan 10$'lara düştüğü düşünülürse medyalardaki fiyat farkının zamanında HP'nin iddia ettiği gibi sadece 0.02$ olacağı düşüncesi oldukça mantıklı.

Şimdilik Nero'nun son sürümü destekleme başladı, HP'nin dahili ve LaCie'nın harici sürücüleri piyasada bulunabiliyor. Aynı şekilde medyada tedarik etmek mümkün işte tüm destek veren firmalar ; Hitachi-LG, Lite-On, Philips, Toshiba, LaCie ve BenQ.



Yazılım tabanında ise Cyberlink, InterVideo, Nero, Roxio, Sonic, SureThing gibi ünlü firmalar var. Teknolojinin yegane kötü yanı ise basımın yazmaya göre daha uzun sürmesi. İlerde bu düzeltilebilir ama resimli güzel bir baskı yapmak istediğinizda 10 Dk'yı aşan ekstra sürelere alışmanızda fayda var.

Bir yegane sorunda şimdilik normal veri yazımı sonrası baskı için çıkarıp ters çevirip tekrar takma zorunluluğu ilerde bu zahmetten kurtulabilirsek daha da sevindirici olacak. Lazerin tipinin ve yazma esnasında ömrünün azalması ise başka bir etken. Diğer yandan çok fazla bu özelliği kullanmayacak olan ve sık sık kopyalama yapmıyacak kişiler için bir sorun yok.

LG ve Philips' ten ince kasaya sahip CRT ekranlar

LCD ekranlar yavaş yavaş oturan teknolojisi ve düşen fiyatları ile eski CRT' lerin yerini tamamen almaya başladılar. Ofiste masaüstünde, ve duvara monte edilen plasma televizyonlar derken eski büyük CRT tüplü ekranları çok az yerde kullanmaya başladık. Fakat büyük tüplü ve hantal CRT' leri hala vazgeçilmez kılan yegane özellikleri ise filimlerde ve oyunlardaki hızlı sahnelerde LCD ekranlar gibi bulanıklaşmamaları ve blur efekti oluşturmamaları. En kaliteli LCD ekranlarda bile bu tarz sorunlar az da olsa yaşanıyor. Bu sebeple hala yüksek görüntü kalitesine ihtiyaç duyulduğu zaman CRT' ler favori.



LCD' ler sürekli gelişmelerine ve bozulma efektlerini düzeltmelerine rağmen yapılarında bulunan sıvı kristallerin (Liquid Cristal Display) tepkime süreleri ile sınırlı bir teknolojiye sahipler. Yani ne kadar gelişirse gelişsin, sınır kristallerin izin verdiği yere kadar. Bunu bilen ve eski dost CRT' yi tekrar şahlandırmak isteyen iki firma Philips ve LG ortak bir teknoloji geliştirdiler. Adına ?Thin CPTs? (colour picture tubes) verdikleri teknoloji CRT ekranların arkaya doğru uzanan tüplerini kısaltmaya yönelik ve ilk meyvesini ocak ayında CES fuarında gösterdi. 32" lik bir ekran (81 ekran) 35 cm kasa derinliğine sahip ve Güney Kore satış fiyatı yaklaşık 1500 dolar civarında. Aynı boyutlardaki LCD ekranlara çok iyi denilebilecek bir fiyat.



Bu alanda birleşerek LG.Philips markası altında üretim yapan firmalar, yeni CRT tüplerin bir kaç sene içerisinde 25cm derinliğe sahip kasalara bile sığabileceğini açıkladılar. Tamam belki 10-15cm derinliğe sahip plasma LCD ekranlara göre hala 10-20cm fazlalıkları var fakat görüntü kalitesi ve fiyat avantajı göz önüne alındığında çok cazip seçenekler haline geliyorlar. CRT' ler 2005 yılında tekrar canlanacak gibi duruyor.